TÜKÜRÜK BEZi HASTALIKLARI VE TÜMÖRLERi
Yandaki menüyü kullanarak diğer Kulak Burun Boğaz hastalıkları hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
(Bu sayfada yer alan görüntüler hastanın izni ile ameliyathane dışından veya bilimsel yayından elde edilmiştir)
Tükürük bezleri majör (büyük) ve minör (küçük) tükürük bezleri olarak 2 grup altında incelenirler. Majör tükürük bezleri parotis bezi (kulak önü tükürük bezi), submandibüler bez (çene altı tükürük bezi) ve sublingual bez (dil altı tükürük bezi) olmak üzere 3 tanedir. Minör tükürük bezleri ise 600- 1000 arası sayıda olup tüm üst solunum ve sindirim sistemi boyunca yerleşmişlerdir.
Tükürük bezlerinin bir çok görevi vardır; bunlar arasında mukozal nemlendirme, yiyeceklerin parçalara ayrılmasına yardımcı olma, hormon, antikor ve kan reaktif bileşikler gibi koruyucu salgıların üretimi, tad ve lezzet duyusunun düzenlenmesi, asit ile reflü içeriğinin tamponlanarak etkisizleştirilmesi ve mikroplardan korunmanın sağlanması yer alır. Tükürük salgılanması bilinç dışı çalışan otonomik sinir sisteminin kontrolu altındadır. Çene altı tükürük bezinden olan tükürük salgısı daha koyudur ve rahatça akamaz; bu koyu salgının akışkanlığının az olması ve daha yavaş tükürük akımı çene altı tükürük bezlerinde taşların ve diğer bazı hastalıkların daha sık görülmesine neden olur.
Akut sialadenit: Ani başlangıçlı bir tükürük bezi iltihabıdır. Tükürük bezi bölgesinde kızarıklık, ağrı, basmakla hassasiyet, ve şişme vardır. Taş varlığında tükürük bezi sertleşir ve ağrılıdır. Tükürük bezinin ağıza açıldığı küçük delikler içinde cerahat (irin) geldiği görülür. Kronik sialadenit müzmin seyirli tükürük bezi iltihabıdır; ağrı daha azdır ve genellikle yemeklerden sonra ortaya çıkan ve tekrarlayan tükürük bezi büyümeleri görülür ve bez üzerinde kızarıklık yoktur. Müzmin tükürük bezi iltihaplarının altında tükürük salgısının azalmasına yol açan nedenler yatar. Bunlar arasında en sıklıkla taşlar, yer alır; nadiren tükürük akımı durması ve tükürük bezinin sıvı ve elektrolit dengesindeki, bir değişiklik de müzmin iltahaba neden olabilir.
Tükürük bezi taşı (sialolithiasis): Tükürük bezi kanalları içinde çöküntülerin oluşması ve birikmesi ile ortaya çıkar. Tüm tükürük bezi taşlarının % 80’i çene altı tükürük bezinde görülür. Tükürük bezi taşları farklı büyüklüklerde olabilir ve bir veya birden fazla taş birlikte bulunabilir. Taş oluşumunun nedeni müzmin tükürük bezi iltihabı ve özellikle de sorunun sık sık tekrarlamasıdır. Tükürük bezi taşı gelişme mekanizması tükürük salgısının akışında azalma, tükürük bezi kanalında hasar ve kireç tuzlarının çökmesi ile açıklanmaktadır. Tükürük bezinde taş olan kişiler en sıklıkla yemeklerden sonra ortaya çıkan ağrılı çene altı şişliğinden yakınırlar. Hastalık cerrahi tedavi uygulanana dek tipik olarak iyileşme ve alevlenmeler ile seyreder. Tükürük bezi taşında uygulanan cerrahi dışı tedavi yöntemleri arasında bol su alımı, bası ve masaj uygulaması ve antibiyotik tedavisi yer alır. Tekrarlayan iltihaplanmalarda ve taş varlığında cerrahi uygulanması gereklidir. Cerrahide çene altı tükürük bezi ve kanalı boyundan yapılan bir kesiden girilerek tümüyle çıkartılır (submandibuler bez ablazyonu).
Tükürük bezleri enfeksiyonlar, bağ dokusu hastalıkları ve bağısıklık sistemi hastalıkları gibi bir çok değişik süreç nedeniyle etkilenebilir ve bu durum tümör ile benzerlik gösterebilir. Parotis (kulak altı) tükürük bezi kitleleri çoğunlukla gerçek tümördür, ancak submandibuler (çene altı) tükürük bezi büyümesi genellikle müzmin iltihap ve taşa bağlı olarak ortaya çıkar.
Tükürük bezi enfeksiyonunda (sialadenit) ağız içine iltihap gelmesi.
Tükürük bezi taşı (sialolit).
Tükürük bezi tümörleri:tüm baş boyun bölgesi tümörlerinin % 1′ ini oluşturur. Genellikle 60 yaşlarında ortaya çıkarlar. Tükürük bezleri içinde tümör görülme olasılığı parotis (kulak altı) bezde % 80, submandibuler (çene altı) bezde % 10- 15 kadardır; geri kalanı sublingual (dil altı) ve minör tükürük bezlerinden kaynaklanır. Parotis (kulak altı) tükürük bezinin en sık tümörü plemorfik adenom (mikst tümör) olup, tüm parotis tümörlerinin % 80′ ini oluşturur. Submandibuler (çene altı) tükürük bezi tümörlerinin % 50’si, sublingual (dil altı) ve minör tükürük bezlerinin büyük çoğunluğu ise kötü huylu (malign) kanserdir. Tükürük bezi tümörü en sıklıkla gittikçe büyüyen ağrısız bir kitle olarak baş gösterir. Parotis (kulak altı) tükürük bezi en sıklıkla bezin kuyruk kısmında ortaya çıkarlar. Submandibuler (çene altı) tükürük bezi tümörleri bezde genel bir büyüme ile; sublingual (dil altı) ve minör tükürük bezi tümörleri ise dil altı ve ağız tabanında ele gelen bir kitle olarak ortaya çıkarlar. Büyük tümörlerin yaygınlığının, bez dışına yayılımın, derin uzanımın ve diğer olası tümörleri değerlendirilmesinde BT veya MR yararlıdır. İnce iğne aspirasyon biopsisi de tükürük bezi tümörlerinin tanısında faydalıdır. Tükürük bezi kitle ve tümörlerinin tedavisinde iyi planlanan ve dikkatle uygulanan cerrahi çok önemlidir. Uygulanacak cerrahi tümörün kaynaklandığı yere göre değişiklik gösterir. Örneğin, parotis (çene altı) tükürük bezi kitlelerinin tanı ve tedavisinde uygulanması gereken en küçük cerrahi girişim fasiyal (yüz siniri) tanınarak ve korunarak uygulanan yüzeyel parotidektomidir; parotis kitlilerinde biopsi veya enukleasyon (sadece kitlenin çıkartılması) uygulanmamalıdır. Uygulanacak cerrahinin genişliği tümörün büyüklüğüne, çevreye yayılımına ve boyun metastazlarına bağlı olarak planlanır. Eğer direkt olarak tümör tarafından sarılı değil ise fasiyal sinir (yüz siniri) korunur. Ameliyat sonrası radyoterapi (ışın tedavisi, şua tedavisi) verilmesine tümörün tipine ve evresine göre karar verilir. Genellikle ameliyat sonrasında, küçük ve düşük dereceli tümörler hariç radyoterapi (ışın tedavisi, şua tedavisi) gereklidir.
Tükürük bezi tümörleri nadirdir, Batı dünyasında genel olarak yaklaşık 2,5 vaka ile yılda 100.000 başına 3,0 vaka görülme sıklığı vardır. Malign (kötü huylu) tükürük bezi tümörleri, tüm kanserlerin % 0,5’inden fazlasını ve tüm baş ve boyun kanserlerinin yaklaşık% 3 ila 5’ini oluşturur. Malign tükrük bezi tümörleri olan hastaların çoğu 50- 60 yaş arası grubundadır.
Radyasyona maruz kalma, tükürük bezi kanserinin bir nedeni olarak gösterilmiş olmasına rağmen, çoğu tükürük bezi kanserlerinin nedeni belirlenememektedir. Tükürük bezi kanserleri için artmış bir risk ile ilişkili meslekler arasında kauçuk ürünleri imalatı, asbest madenciliği, sıhhi tesisat ve bazı ağaç işleme türlerinde çalışmak yer alır.
Tükürük bezlerinin tümörleri, büyük bezlerden (örneğin, parotis, submandibular ve dilaltı) veya küçük bezlerden (örneğin oral mukoza, damak, uvula, ağız tabanı, arka dil, retromolar alan ve peritonsiller alan, farinks, larenks ve paranazal sinüsler) kaynaklanabilir. Küçük tükürük bezi kaynaklı tümörler en sık ağız boşluğunda görülür. Tükürük bezi tümörlerinin % 50’den fazlası iyi huyludur ve tüm tükürük bezi tümörlerinin yaklaşık% 70 ila% 80’i parotis bezinden kaynaklanır. Damak, küçük tükürük bezi kaynaklı tümörlerin en sık görüldüğü bölgedidir. Malign (kötü huylu) tümörleri görülme sıklığı bölgeye göre değişir. Parotis tümörlerinin yaklaşık% 20 ila% 25’i, submandibular tümörlerin% 35 ila% 40’ı,% damak tümörü ve dilaltı bezi tümörlerinin% 90’ından fazlası kötü huyludur.
Tükürük bezlerinin yaklaşık 40 farklı histolojik tipte epitelyal tümörü mevcut olmasına rağmen, bazıları son derece nadirdir. En sık görülen selim (iyi huylu) majör ve minör tükürük bezi tümörü pleomorfik adenomdur; tüm tükürük bezi tümörlerinin yaklaşık% 50’sini ve parotis bezi tümörlerinin% 65’ini oluşturur. En sık görülen malign majör ve minör tükürük bezi tümörü, tüm tükürük bezi neoplazmalarının yaklaşık% 10’unu ve malign tükürük bezi neoplazmalarının yaklaşık% 35’ini oluşturan mukopidermoid karsinomdur. Bu tümör en sık parotis bezinde görülür.
Sağ parotis (kulak önü) tükürük bezinde tümör.
Büyük veya küçük tükürük bezlerinin iyi huylu tümörleri olan çoğu hasta, parotis, submandibuler veya dilaltı bezlerinin ağrısız şişmesi ile hekime başvurur. Parotis veya submandibular tümör ile ilişkili fasiyal sinir zayıflığı (yüz felci) kötü bir işarettir. Sürekli yüz ağrısı, malignitenin yüksek olasılık olduğunu gösterir. Parotis tümörlerinin çoğunluğu, hem iyi huylu hem de kötü huylu olanları, ağrısız boyun (kulak önü, çene altı bölgelerde) şişlik ile başvururlar.
Erken evre ve düşük dereceli malign tükrük bezi tümörleri genellikle tek başına yeterli cerrahi çıkarım ile tedavi edilebilir. Tümör majör tükürük bezi içindeyken hastalık seyri daha uygundur; parotis bezi en iyisidir, daha sonra submandibular bez gelir. Büyük hacimli tümörler veya yüksek dereceli tümörler daha kötü bir prognoz taşır ve cerrrahi sonrası postoperatif radyasyon tedavisi de gerekir. Prognoz ayrıca aşağıdakilere de bağlıdır:
- İçlerinde oluştukları bez
- Histoloji
- Sınıf (yani, malignite derecesi
- Primer tümörün yaygınlığı (yani evre)
- Tümörün fasiyal sinir içerip içermediği
- cilde veya derin yapılara fiksasyonu
- lenf bezlerine veya uzak bölgelere yayılması
Genel olarak, klinik evre, özellikle de tümör boyutu, tükürük bezi kanserinin tedavi sonucunu belirleyen en önemli bir faktördür.