Ses Kısıklığı ve Gırtlak hastalıkları
Genel Bilgiler
(Bu sayfada yer alan görüntüler hastanın izni ile ameliyathane dışından veya bilimsel yayınlardan elde edilmişlerdir)
Ses insan iletişiminde en önemli araçtır. Sağlıklı bir sesin devamı için sigara içilmemeli, bol sıvı alınmalı, bağırmamalı ve reflüden sakınılmalıdır. Bir çok değişik nedenle ses kısıklığı veya seste bozulma meydana gelebilir. Çoğu insan mesleğini ancak sesini kullanarak sürdürebilir; ancak öğretmen, sanatçı, spiker, şarkıcı ve din görevlisi gibi kişilerde ses hastalığı daha önemlidir.
İnsanlardaki ses telleri oldukça özelleşmiş olup, tabakalı bir anatomik yapılanma gösterirler. Yüzeydeki örtücü epitel ile alttaki gövdeyi oluşturan kas tabakası arasında yer alan 3 tabakalı gevşek bağ dokusu katmanı nedeniyle, ses teli üzerindeki örtü alttaki gövdeden bağımsız olarak bir dalgalanma hareketi meydana getirebilmektedir. Bu örtü-gövde mekanizmasının bozulması nedeniyle ses kısıklığı ve konuşurken sesi yetirememe yakınmaları ortaya çıkar.
Ses tellerinin bu tabakalı yapısında bozulma sonucu ortaya çıkan ses kısıklığı sesi uygunsuz ve kötü kullanmanın bir belirtisi olduğu gibi, kötü huylu gırtlak hastalıklarının da başlangıç bulgusu olabilir. Bu nedenle seste değişiklik meydana gelen her hasta dikkatle muayene edilerek buna yol açan etkenler belirlenmeli ve gerekli tedaviler uygulanmalıdır.
Ses hastalıklarının tanısında akustik, aerodinamik ses analizleri ile fleksibl endoskopi ve videolarengostroboskopi önem taşır. Ses hastalıklarının tedavisinde ilaçlar, ses terapisi ve cerrahi tedavi tek başına veya birlikte uygulanırlar. Cerrahi tedavi endoskopik veya mikroskopik olarak uygulanır.
Granülom: Reflü zemininde sesi kötü kullanma veya genel anestezi uygulanması sonrasında meydana gelir. Tedavide reflünün giderilmesi ve ses tedavisi genellikle yeterlidir; ancak sıklıkla nüks eder ve bazen cerrahi tedavi ile Botox enjeksiyonları gerekebilir.
Ses teli felci: Ses telini hareket ettiren sinirler oldukça uzun bir seyirle beyinden göğüs kafesi içine dek uzanırlar. Ses teli felci en sıklıkla tiroidektomi gibi boyuna yönelik cerrahi tedaviler sonrasında meydana gelir. İki taraflı olduğunda çok ciddi solunum sıkıntısı yaratır ve bu durumda nefes alabilmek için soluk borusuna bir delik açılması gerekir (trakeotomi). İki taraflı ses teli felcinin tedavisinde cerrahi olarak ses telinin arka bölümünde nefes geçişine izin veren kalıcı bir açıklık oluşturulur. Endoskopik olarak yapılan ve kordotomi adı verilen bu operasyonun amacı sesi en az derecede olumsuz etkileyerek solunum zorluğunu ortadan kaldırmak ve trakeotomi gereğini önlemektir.
Tek taraflı ses teli felci tedavisinde, ses teli içine endoskopik olarak yağ veya benzeri maddeleler enjekte edilerek hava kaçağı önlenebilir. Enjeksiyon ile ses teli dolgunlaşır ve orta hatta yaklaşır. Medializasyon larengoplasti yönteminde ise gırtlak kıkırdağına boyundan bir pencere açılarak içinden yerleştirilen silikon veya benzeri implantlar ile ses teli içe itilerek açıklık kapatılır. Medializasyon larengoplasti operasyonu lokal anestezi altında uygulanır, zira konulan implantın şekli ve derinliği ameliyat sırasında hastanın sesi test edilerek belirlenir. Genellikle ertesi gün taburcu olunur, ses telindeki ödem 1. aydan itibaren giderek azalır ve sesteki düzelme 3. ayda oturur. Ameliyat sonrası diğer ses teli operasyonlarında olduğu gibi, akustik ve aerodinamik ses analizleri ile videolarengostoboskopik incelemeler periyodik olarak tekrarlanır. İmpantın yeri ve derinliği bilgisayarlı tomografi ile de belirlenebilir.
Polip: Sesi zorlama, kötü kullanma ve ses teli için kanama nedeniyle meydana gelir. Tedavisi cerrahidir. Cerrahi sonrası ses terapisi yararlıdır.
Kist: Sıklıkla nodül ile karıştırılabilir, tedavisi cerrahidir.
Sulkus (yarık): Ses telinin serbest kenarı değişik derecelerde yarıklı yapıdadır. Uzun süreli puslu ve kısık br ses yakınması vardır. Tedavisi zor olup, ses terapisi ve tiroplasti gibi cerrahi işlemlerin birlikte uygulanması yarar sağlayabilir.
Nodül (Şarkıcı nodülü): Sesi zorlama, kötü kullanma ve reflü nedeniyle meydana gelir. Ses tellerinini her ikisinde de simetrik küçük kabarıklıkların bulunması tipikdir. Ses telleri yeterince etkin titreşemez, gergin ve hava kaçaklı olan ses kullanma ile çabuk yorulur ve kısılır. İnce sesleri çıkartmada zorluk olur. Tedavide reflünün önlenmesi ve ses eğitiminin rolü büyüktür. Nadiren cerrahi gerekir.
Varis: Sesi teli üzerindeki genişlemiş damar alanlarıdır. Zorlama sonrasında ses teli içine kanamaya neden olabilirler. Ses terapisi ve genel önlemlerle kontrol altına alınabilirler. Ancak serbest kenara uzanan ve profesyonel ses kullanıcılarında bulunan varislerin cerrahi olarak tedavi edilmeleri gerekebilir.
Kanama: Bağırma ve çığlık atma gibi durumlar sonrasında, özellikle varisi olan hastalarda olmak üzere ses teli içindeki damarların zedelenmesi sonucunda ses teli içine kanama ortaya çıkar. Ses istirahati ve ilaçlar ile genellikle düzelme olur, ancak bazı olgularda kanama veya pıhtının polipe dönüşmesini engellemek için cerrahi olarak drene edilmesi (boşaltılması) gerekebilir.
Larengosel: Nefesli saz çalanlarda, sürekli ıkınanlarda veya benzer şekilde gırtlak içi basıncı artıran durumlarda ortaya çıkan bir hava kesesidir. Bu hava kesesi gırtlak içinde kalabilir veya gırtlaktan dışarı çıkarak boyuna taşar ve boyunda bir kitle olarak belirti verir. Bazaen bir gırtlak kanseri ile birlikte bulunabilir. Tedavide endoskopik veya boyndan yaklaşımla bu hava kesesi tümüyle çıkartılır.
Kronik (müzmin) larenjit: Bu terim kanser öncesi bir takım doku değişikliklerinin ortay çıkmaya başladığı bir çok farrklı gırtak hastalığını kapsar. Kronik larenjit sigara içimi ve aşırı alkol kullanımı nedeniyle ortaya çıkar. Muayene ile her zaman kanser ile ayırımı yapılamaz, bu nedenle her olguda mikroskopik muayene yapılmalı ve kuşkulu alanlardan biyopsi alınmalıdır.
Gırtlak kanseri: Gırtlak kanseri sık görülür ve genellikle sigara içen kişilerde ortaya çıkar. Sigara içen bir kişide meydana gelen herhangi bir ses değişikliği dikkatle araştırılmalıdır çünkü bu gırtlak kanserinini başlangıç belirtisi olabilir. Erken tanı konulduğunda gırtlak kanseri cerrahi ile gırtlağın tamamını almaya gerek olmadan etkin bir şekilde tedavi edilebilir; ancak ileri evre gırtlak kanserlerinde kalıcı bir nefes borusu açıklığı oluşturmanın yanı sıra boyundaki lenf bezelerinin de alınması gerekebilir.
Stenoz (darlık): Doğumsal nedenlerle veya sonradan olan traumalar sonucunda oluşan gırtlak ve nefes borusu darlıkları ciddi solunum sıkıntısına yol açarlar. Tedavileri zordur ve hava yolunu genişletmek için genellikle tekrarlayan cerrahi girişimler gerekir.
Web (perde): Ses telleri arasında genellikle doğumsal olarak bulunan perde benzeri yapışıklıklardır. Sesin sürekli olarak ince çıkmasına ve bazen de nefes darlığına neden olurlar. Tedavide endoskopik veya dış yaklaşımlarla bu perde ayırlarak ses ve solunum problemleri giderilir.
Ses teli hastalıklarınınn cerrahi tedavisi ile ilgili kısa videoları izlemek için lütfen buraya tıklayınız.
Tanı ve tedavisi yapılan Ses ve Gırtlak hastalıkları
Ses teli nodülü (vokal nodül)
Ses teli polipi (vokal polip)
Ses teli kisti (vokal kist)
Papillom
Ses teli felçleri (vokal fold paralizisi)
Ses teli yarıkları (sulkus)
Ses teli ülserleri (vokal ülser)
Vokal granülom
Reflü (Larengofarengeal reflü)
Kronik (müzmin) larenjit
Larengomalazi
Subglottik stenoz
Larenks (gırtlak) kanseri