Boyun Kitleleri Tanı ve Tedavisi

BOYUN KiTLELERi TANI VE TEDAViSi

Yandaki menüyü kullanarak diğer Kulak Burun Boğaz hastalıkları hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

(Bu sayfada yer alan görüntüler astanın izni ile ameliyathane dışından veya bilimsel yayından elde edilmiştir)

Boyunda şişlik yaratan kitleler arasında doğumsal boyun kitleleri, metastazlar, akut veya müzmin enfeksiyonlar, lenfoma (lenf bezi kanseri) ve diğer kitleler yer alır. Genç kişilerdeki boyun kitlelerinin çoğu iyi huylu iltahabi şişliklerdir. Doğumsal boyun kitleleri arasında brankial yarık kistleri, tiroglossal duktus kisti, timus kistleri, dermoid ve teratoid kistler, damar kistleri ve kistik lenfanjiom gibi kitleler vardır.

Boyunda enfeksiyon ile şişmiş ve kızarmış lenf düğümleri.

Lenf düğümlerinini abseleşmesine ait Bilgisayarlı Tomografi görüntüsü.

Brankial kist: tipik olarak boynun yan kısmında ağrısız, düzgün yüzeyli ve yuvarlak bir kitle olarak ortaya çıkar. Brankial yarık kistleri genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonu sırasında şişerek büyür ve enfeksiyon geçince tekrar eski boyutlarına dönerler. Bazen iltihaplı bir brankial yarık kisti abseleşebilir veya cilde açılarak içinden irin gelen bir yara haline gelebilir.

 

Brankial kist Bilgisayarlı Tomografi görüntüleri.

Brankial kist.

Tiroglossal kist: boyun orta hattında en sık görülen kitledir. Sıklıkla iltahaplanır, iltahaplı kist büyür ve bazen de abseleşir; cilde açılarak içinden irin gelen bir yara haline gelebilir. Brankial yarık kistleri, tiroglossal kist ve diğer doğumsal boyun kitlelerinin tedavisi için cerrahi ile tam olarak çıkartılmaları gereklidir.

Tiroglossal kist BT görüntüsü.

Glomus tümörü: Baş boyun bölgesindeki damarların duvarında kanda oksijen, karbondioksit seviyeleri ve kan PH’ sını algılayan mikroskobik organlardan kaynaklanan ve genellikle iyi huylu olan tümörlerdir. Yavaş büyüyen bu tümörler baş boyun bölgesinde yerleşen tümörlerin % 1 inden azını oluştururlar. Bu tümörlerin çok nadiren kötü huylu olup başka bölgelere ve organlara metastaz yapabilir. Bu tümörler boyun bölgesinde ‘Carotid Arter’ (Şah damarı, Karotis) ya da ‘Vagus Siniri’ (doğrudan beyinden çıkıp ses tellerine, mide ve barsak sistemine dallar veren ve şah damarına çok yakın seyreden sinir) etrafındaki organcıklardan kaynaklandığında, köken aldığı bölgenin adıyla ‘Glomus Caroticum’, ‘Glomus Vagale’ olarak adlandırılır. Aynı tümör kulak kemiği içinde, orta kulak duvarına yerleşen mikroskobik organcıklardan köken alırsa Glomus Tympanicum’, kulak kemiğinin alt kısmına yerleşen ‘Juguler Ven’ duvarındaki organcıklardan kaynaklanırsa da ‘Glomus Jugulare’ olarak adlandırılır. Glomus Tümörü’ daha nadir olarak gırtlak, göz yuvası ve burunda da gelişebilir. Bu tümörler nadiren ailevi (kalıtsal) bir geçiş de izleyebilmektedir.

İki taraflı glomus karotikum.

Glomus karotikum anjiografi.

Boyundaki kitlelerin yaklaşık yarıya yakını tiroid bezi ile ilişkili olabilmektedir (guatr). Her boyun kitlesinde tiroid bezi de dikkatlice incelenmeli, gerekli durumlarda ultrason, hormon düzeyleri, sintigrafi, iğne biyopsisi ve diğere tetkikler ile; mutlaka bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanının da görüşü alınarak ameliyata (tiroidektomi) karar verilebilir. Tiroidektomi genel cerrahi ya da baş boyun cerrahisi uzmanlarınca yapılan bir ameliyattır. Tiroidektomi sonrasında en sık görülen istenmeyen durum (komplikasyon) ses telisinirinin felcidir (larengeal paralizi). İstenmeyen durumların önlenmesi için tiroidektomi sırasında ses teli sinirleri (superior ve inferior larengeal sinirler) ortaya konarak korunmalı, gerekl,i olgularda sinirin bütünlüğü ameliyat sırasında kontrol altında tutulmalıdır (sinir monitorizasyonu). Ses teli felcinin cerrahi tedavi ile düzeltilmesi için lütfen Ses Kısıklığı ve Gırtlak Hastalıkları sayfasına gidiniz.

Boyun lenf bezlerinde kanser: Tipik bulgu ağrısız bir boyun kitlesidir. Boyuna olan metastaz baş boyun bölgesindeki her hangi bir odaktan kaynaklanıp boyuna yayılmış olabilir; bu odaklar genellikle üst solunum ve sindirim yolundadır. Öte yandan, kaynaklandığı yer belli olmadan da boyuna metastaz varlığı ile karşılaşılabilinir; bu durumda kanserin yayıldığı odak ya çok küçük olup herhangi bir ön belirti vermemiştir ya da klinik muayene ile saptanamamaktadır.

Boyunda metastaz varlığından kuşkulanılan hastalar fleksibl fiberoptik nazofarengoskop ile muayene edilerek burun boşlukları, geniz, ağız boşluğu, dil kökü, yutak ve gırtlak dikkatle incelenmeli ve herhangi bir kuşkulu alan olup olmadığı değerlendirilmelidir. Kuşkulu lezyonlardan bir veya daha çok alanı içerecek biopsiler alınmalıdır.

Kontrastlı BT veya MRG tetkiki ile baş boyun bölgesinin incelenmesi; boyundaki metastatik lenf bezelerinin ve belirsiz kanser odaklarının araştırılmasında tercih edilmesi gereken inceleme yöntemleridir.

Metastatik boyun kitlesinin incelenmesi ve herhangi bir kanser odağı saptanmaması durumunda; genel anestezi altında panendoskopi adı verilen muayene uygulanmalı ve üst solunum ve sindirim yollarının tümü muayene edilerek yüksek riskli bölgelerden ve diğer kuşkulu alanlardan biopsi örnekleri alınmalıdır. Panendoskopi sonuçlarına göre ya saptanan tümör kaynağına yönelik uygun tedavi yapılır ya da boyun diseksiyonu ile metastatik lenf nodları çıkartılır. Cerrahi sonrasında tüm boyun bölgesi ile üst solunum ve sindirim yollarını kapsayacak şekilde radyoterapi (ışın tedavisi, şua tedavisi) uygulanması gereklidir.

Boyundaki kanserli lenf nodlarının çıkartılması (Boyun Diseksiyonu) ameliyatı

Translate »
Bize mesaj gönderin