Kulak burun boğaz ve Baş Boyun (KBB BBC) cerrahisinde lazer kullanımının çeşitli avantajları bulunmaktadır. Bunlar:

1. Minimal İnvazivlik: cerrahi müdahale sırasında dokuların daha az zarar görmesi anlamına gelir ve iyileşme süreci genellikle daha hızlı olabilir.

2. Kanama Kontrolü: lazerler kan damarlarını koagüle ederek (pıhtılaştırarak) çalışır. Bu, cerrahi sırasında kanamanın önemli ölçüde azalmasını sağlar ve hem ameliyat sırasında hem de sonrasında daha az kanama riski anlamına gelir.

3. Daha Az Ağrı ve Şişlik: Lazer cerrahisi sonrası genellikle daha az ağrı ve şişlik olur. Çünkü lazer, dokulara hassas bir şekilde etki eder ve çevre dokulara minimal zarar verir.

4. Gelişmiş Görüntüleme ve Hassasiyet: Lazerler, yüksek hassasiyetle çalışır ve detaylı dokular üzerinde hassas kesiler yapabilir. Bu, cerrahın daha kesin ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlar.

5. Kısa İyileşme Süreci: Lazer cerrahisi sonrası iyileşme genellikle daha hızlıdır. Çünkü lazerle yapılan kesiler daha çabuk iyileşir.

6. Enfeksiyon Riski: Lazerle yapılan müdahalelerde, dokuların sterilizasyonu daha kolaydır ve bu da enfeksiyon riskini azaltır.

7. Daha Az Dikiş ve İz: Lazerle yapılan kesilerde, dokular genellikle daha düzgün bir şekilde kesildiği için dikiş ihtiyacı daha az olur. Ayrıca, iyileşme sürecinde iz oluşumu da çok daha azdır.

Lazer ile yapılan en sık ameliyatlar ses teli ve gırtlak kanserleri, bademcik hastalıkları, burun eti hastalıkları ve kulak hastalıkları için uygulanmaktadır.

Robotik teknolojinin uygulanması ise, tıbbın farklı alanlarında ve son zamanlarda cerrahide önemli bir etki yaratmıştır. Robotik teknolojinin amacı, insan elinin sınırlarıyla karşılaştığı manipülasyonlar sırasında cerraha yardımcı olmak ve elle yapılamayan eylemlerin cerrahın erişemeyeceği veya görselleştiremeyeceği yerlere ulaşmasına izin vermektir. Robotiğin ek faydaları, artan güvenlik ve doğruluk, tekrarlanabilirlik ve tutarlılıktır.

Transoral robotik cerrahi (TORS) baş boyun cerrahisi alanına 20 yıl kadar önce girmiştir. O zamandan bu yana yirmi yıldan kısa bir süre içinde hızlı bir gelişme olmuştur. Robotik cerrahi, orofaringeal, hipofarengeal ve laringeal kanserler, obstrüktif uyku apnesi, tiroid ve paratiroid hastalıkları ve kafa tabanı patolojileri dahil olmak üzere birçok hastalığın cerrahi tedavisinde kullanılmaktadır. Yeni robotik teknolojiler, tek bağlantı noktalı tasarımlar, dokunsal geri bildirimin eklenmesi ve artırılmış gerçeklik ve mikroskobik görüntüleme uygulamaları dahil olmak üzere gelişmeye devam etmektedir.

Dünya çapında çeşitli araştırma grupları, kulak cerrahisi alanında da robotik uygulama olasılığını araştırmaya devam etmektedir. Bu çabalar, karmaşık kullanım, karmaşık anatomik yapılar ve özellikle son derece küçük boyutların kombinasyonu nedeniyle, hassasiyet ve teknolojinin sınırlarını zorlayarak oldukça zorlayıcı bir şekilde ilerlemektedir. Robot destekli kulak cerrahisi koklear anatomi, elektrofizyoloji, görüntüleme, pasif ve aktif işitme implantları, koklear implantlar ve endoskopi gibi farklı alanlardaki yenilikleri artırmaya devam etmektedir.